Friday, October 9, 2015

Japon Eğitim Sistemi

Japonya'nın Eğitim Sistemi


Japonlar denildiğinde aklınıza direk: akıllı, dikkatli, teknolojinin dehası, çok kitap okuyan, zeki insanlar gelir. Hatta bazılarının aklında o dehşet veren olayı: Atom Bombasını da çağrıştırabilir. Eminim bazılarının da gözünde Honda, Mitsubishi, Sony, Toshiba, Seiko falan canlandı. :)

Peki Japonlar nasıl bu kadar başarılı olabiliyorlar. Sizce sıkı eğitim sisteminden olabilir mi? 
İşte Japon eğitim sisteminde öne çıkan bazı farklılıklar: 

Japon Eğitim Sistemi bireyin kendisini sorgulamasına ve çalışma davranışını sürekli bir alışkanlık haline getirmesi gerekliliği üzerine kurulmuştur. Müfredatları Japonya'nın kültürünün temel değerlerinin öğretilmesine dayanır. Japon öğrenciler akademik başarı olarak uluslararası başarı ortalamasının üzerindedirler ve okullarda derslere "devam zorunluluğu" vardır.  


Japonya’da ulusal bütçenin %12’si eğitime ayrılırken, askeri harcamalarda bu oran
yalnızca %7'dir. Japonya'da okur-yazarlık oranı % 99’dur.
İlkokul düzeyinde bir öğretmene ortalama  25 öğrenci,Orta öğretimde 18 öğrenci ve
Yüksek öğretimde de yalnızca 11 öğrenci düşmektedir.

Japonya’da zorunlu eğitim süresi 9 yıldır. İlk 6 yıl ilkokul, ve Son 3 yılı da ortaokuldur. Zorunlu eğitim 6 yaşında başlar ve 15 yaşına kadar sürer. 
Japonya’da okul yılı , 1 Nisan’da başlar ve 31 Mart’ta sona erer. Eğitim: Nisan-Temmuz, Eylül-Aralık ve Ocak-Mart olmak üzere üç dönem halinde yapılır. Haftada 5,5 gün (Cumartesi öğlene kadar) okula gidilir. Yılda 240 iş günü eğitim verilir. 
 


Japonya'da bütün devlet okullarında Japon TV Kanalı (Nippon Hosa Kyokai) tarafından hazırlanmış radyo ve televizyon sistemimevcuttur.

Öğrencilerin saç ve kıyafet düzeni ilk kez ortaokulda uygulanır. Üniforma giymeleri mecburidir. Kılık kıyafet düzenlemesi ile birlikte ilkokuldaki disiplin ve ciddiyet, ortaokulda daha da artırılır.
  
Japon okullarında müstahdem veya hizmetli yoktur. Okulun temizlik de dahil olmak üzere bütün işlerini öğretmen ve öğrenciler işbirliği içinde yapar. Öğrencilere temizlik sorumluluğunun yanı sıra eşitlik ve işbirliği ruhu da kazandırılmak hedeflenmişttir.


Okulların tatile girmesi ile öğrencilerin boş bırakılacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu sebeple tatillerde yüklü ev ödevleri ve proje araştırmaları verilir. 

Ülkemizde 30 kişilik bir sınıfın öğretmnesiz kaldığını düşünün. Sizce ne olurdu? Sınıfa başka bir öğretmen ya da idareci girer ve birşeyler yapmaya çalışırdı değil mi? Peki aynı şey Japonyada bir okulda olsa? Japonya'da yedek öğretmen kavramı diye birşey yoktur. Öğretmen gelmediğinde öğrencilerin sessiz bir şekilde sınıfta ders çalışmaları beklenir ve öyle de yaparlar.

Zorunlu eğitim süresince tüm öğrenci ve öğretmenler devlet tarafından belirlenene ve okullarda hazırlanan aynı yemeği yerler. Öğrenciler için yemekhane yoktur. Öğrenciler yemeklerini sınıflarında yerler. Kimse yemeğini ziyan etmez ve son lokmaya kadar yerler. Öğrencilerin hepsi "Temiz Tabak Kulübünün" doğal üyesidir. 


Özellikle Avrupa ve Amerika'da görüp duyduğumuz özgür eğitim ortamı kavramını Japonya'da pek göremeyiz. Çünkü Japonlar grup kurallarıyla öğrenciyi kontrol altında tutmayı hedefler.



Thursday, October 8, 2015

Snellen Göz Tarama Testi

Snellen Göz Tarama Testi 

       Öğrencinin,sağlıklı bir eğitim-öğretim hayatı sürdürebilmesi için iyi görmesi gerekir. Eğitim ve öğretimin görme ile doğrudan ilişkisi vardır.


            Çocuklar kendi görme sorunlarının farkında olmayabilirler. Hatta ebeveynleri dahi bunu fark edemeyebilir. Bu durum ise öğrencinin öğrenmesini güçleştirdiği ve sosyal ilişkilerini de olumsuz yönde etkileyebileceği aşikardır.


 Okullarımızda uygulayabileceğimiz Snellen Göz Tarama Testi, Yönergesi, Aile Bilgi Formu vs. aşağıdaki linkten indirebilirsiniz. 

Wednesday, October 7, 2015

Şizofreni (Schizophrenia) Hakkında Bilmemiz Gerekenler

Şizofreni (Schizophrenia) Hakkında Bilmemiz Gerekenler


Şizofreninin adlandırılmasını ilk kez Eugen Bleuler (1857-1939) yapmıştır. Bu hastalığa: zihin yarılması-bölünmesi anlamına gelen şizofreni (schizophrenia) kelimesini  1911 yılında literatüre kazandırmıştır. Erken yaşta bunama, unutkanlık durumuna duygu,düşünce ve davranışlar arasındaki bölünmenin de eşlik ettiği bir rahatsızlık olarak tanımlanmıştır.


Şizofreni her ne kadar halk tarafından çoklu kişilik olarak bilinse de aslında Bölünmüş Akıl manasına da gelir ve aslında bir beyin hastalığıdır.

Aslında herkeste az çok bazı şeylere takıntılı olma durumu vardır. Buna tıp literatüründe "Obsesyon" denilmektedir.

Şizofreni Rahatsızlığında Genetik etmenlerin etkili olduğu bilinmektedir, ancak çevresel faktörlerin de oldukça etkili olduğu komplex bir rahatsızlıktır. Yani: Diğer insanlardan, başarısızlıktan, gelecekten korkma durumu, cinsel taciz, travma, aşırı öfke, özgüven ve özdeğer eksikliği yaşama, utanç, suçluluk vs. gibi çevresel faktörlerin etkisi olabilir.




Metabozlizmada Dopamin hormonunun salgılanmasındaki artış: insanın gerçek dünya ile ilişkisini algıda zayıflığa yol açar ve zamanlama ile ilgili sorunlar hissettirir. Halüsilasyonlar görür, Sanrı nöbetleri geçirir.


 


Şizofrenler gerçek ile bağlantı kuramadıkları için rahatsızlıklarının farkında değillerdir.
Şizofrenler hastalıklarının var olduğunu kabullenmezler, hatta kendilerini diğer insanlardan daha üstün görme tutumu sergileyebilirler. Gördükleri sanrıların gerçekliğine, somutluğuna inanırlar.
 



Halüsinasyonlar ve yanılsamalar şizofreninin en belirgin işaretleridir.Halüsinasyonlar hatalı duygusal deneyimler, yanılsamalar ise yanlış ve kanıtlanamayan inançlardır.
 



Hastalıkta erken teşhis çok önemlidir. Şizofreni tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Ancak belirttiğimiz üzere erken tanı gereklidir ve düzenli ilaç tedavisi ile birlikte tamamen yok edilebilir. Psikolojik tedaviden ziyade biyolojik tedavi (ilaç) zorunludur.
Rahatsızlığını kabul etmeme ya da farkında olamama sebebi ile geç kalınırsa tedavi neredeyse imkansız hale geliyor.
 




Şizofreni ile alakalı yanlış bilinen bilgilerden biri de: Bu hastaların çevrelerine karşı saldırgan davranışlar sergilediklerinin sanılmasıdır. Aksine şizofrenler normal bir insana göre çevreye daha az zarar verme eğilimindedirler. Çünkü, içlerindeki korku ya da tedirginlik sebebi ile çevredeki insanlardan uzak durmaya çalışırlar.

Özellike paranoyak şizofreniler toplum içerisinde hiç bir sorun yaşamazlar. Bu hastalar daha çok kendilerine zarar verirler. 

 
Haydi şimdi küçük bir test yapalım. Şimdi:
KENDİ KENDİNİZİ GIDIKLAMAYA ÇALIŞIN.



Eğer kendi kendinizi gıdıklamayı başarabildiyseniz ve gerçekten gülebiliyorsanız: Size hemen şizofreni hastasısınız DİYEMEYİZ tabi ki, AMA bir uzmana görünmekte fayda var. Çünkü normal bireyler kendi kendilerini gıdıklayarak gülemezler ama şizofrenler bunu başarabilir? Neden mi?
 

Cevap: Öngörülebilirlik  Çünkü kendinizi gıdıklamak için harekete geçtiğinizde beyniniz kendini bu duruma hazırlar ve anında iletim yaparak yapacağınız şeyi önceden bildiğiniz için gıdıklanmamanız gerekir.Fakat şizofrenlerde harekete geçtikleri an ile beyinlerinin bu duruma tepki vermeleri dopamin hormonunun yüksek olması sebebi ile zamanlama sorunu yaşarlar.



Yazımızı Nobel ödüllü Matematikçi ve bir şizofreni hastası olan John Forbes Nash’in hayat hikayesini anlatan o harika filmi izlemenizi tavsiye ederek bitirmek istiyorum. 
Ve Bir de güzel karikatür ile :))




 

Sunday, October 4, 2015

Zamlı Öğretmen Maaşları 2016'da Ne Kadar Olacak? (Kademe/Dereceye göre)


Zamlı Öğretmen Maaşları 2016'da Ne Kadar Olacak?




ÇSBG Bakanı Faruk Çelik, toplu sözleşme kararlarının içeriği ile birlikte;
zam oranlarına değindi  ve 2005 yılından sonra göreve başlayan
1milyon 200 bin kamu çalışanına ilave bir derece verileceğini söyledi.
850.000 öğretmenimize 2016 yılı için aylık brüt 98 TL'ye kadar nöbet ücreti ödenecek.
Bu ücret  2017 yılı için ise 140 TL.


Kıdem/Derece -  Hizmet Yılı  - 15 Temmuz 2015 - 15 Ocak 2016






             

DİĞER MEMURLARIMIZIN DA MAAŞ LİSTESİ İÇİN TIKLAYINIZ


2016-2017 Zamlı Memur Maaşları Listesi

2016-2017
ZAMLI MEMUR MAAŞLARI LİSTESİ

 




Ellerinden Öpüyorum II.Elizabeth

İngiltere Kraliçesi ülkesindeki yakıt fiyatlarını protesto ederek ulaşımı
 için 2 gün otobüs kullandı.
Protesto ses getirdi ve 3.gün  yakıt fiyatları yaklaşık % 20 oranında düştü.


Tebrikler II. Elizabeth
Ellerinden öpüyorum :)


Kocasına "Seni Seviyorum" Mesajı Gönderen Kadınlara Eşlerinden Gelen Cevaplar

Kocalarına "Seni Seviyorum" Mesajı Gönderen Kadınlara Eşlerinden Gelen Cevaplar

Bir grup kadın "Mutlu Evliliğin Sırları" konulu bir seminere giderler. Seminerdeki Eğitmen bir kaç grup çalışmasından sonra Kadınlara  can alıcı bir soru sorar:

-Kocasını sevenler parmak kaldırsın bakalım, der. Salondaki bütün parmaklar havadadır.
-Peki bunu kocanıza en son ne zaman söylediniz diye tekrar sorar. Çoğu bugün der, dün der, geçen hafta der... ve Eğitmen kadınlardan cep telefonlarını çıkarmalarını ve kocalarına "Seni Seviyorum" mesajı atmalarını ister. Hepsi mesajı yazar ve aynı anda "Gönder" tuşuna basarlar. Cevaplar da teker teker gelmektedir:

-Noldu? Arabayı mı çarptın yoksa??!! 
-Beni mi?
-Hayırdır hayatım? Yine ne isteyeceksin?
-Annen mi gelecek?
-Kredi kartım sende mi kaldı yoksa?!
-Yine naptın? Bu sefer kolay kolay affetmem ona göre!
- Kimsiniz? :))))


Birbirinden Anlamlı-Düşündüren Çizimler

Her biri birbirinden farklı konulara değinmiş ve kompozisyon tadında çizilmiş başarılı çalışmaları sizlerle paylaşmak istedik. Çizenlerin b...